Kapalı Maraş konusu TBMM gündemine geldi
Türkiye Barolar Birliğince, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde (KKTC) 1974'ten bu yana kapalı olan Maraş bölgesinde düzenlenen "Hukuki, Siyasi ve Ekonomik Yönleri ile Kapalı Maraş Açılımı Toplantısı"nın sonuç bildirgesi açıklandı.
Türkiye Barolar Birliğinden (TBB), yapılan yazılı açıklamada, KKTC temsilcilerinin açılışını yaptıkları toplantıda, akademisyenler, hukukçular ve sivil toplum kuruluşu temsilcileriyle bir araya gelerek bazı hususlar üzerinde mutabık kalındığı belirtildi.
Avrupa Birliğinin (AB) “1 Mayıs 2004’te büyük bir stratejik hata yaparak adada Türklerle anlaşma yapmadan Güney Kıbrıs’ın uluslararası hukuka aykırı biçimde AB’ye üye olmasını” kabul ettiği aktarılan bildirgede, “Rum tarafının uzlaşmaz tutumu yüzünden Kıbrıs meselesinde siyasi, egemen eşitlik temelinde yetki ve refah paylaşımını öngören bir kapsamlı çözüme ulaşılmasının mümkün olmadığı görülmektedir.” ifadelerine yer verildi.
1974’ten beri kapalı olan Maraş’ın durumunun değiştirilmesi gerektiği vurgulanan bildirgede, “Maraş, KKTC’nin egemenlik sınırları içinde, bir kısmı sivil yerleşime açılmış, bir kısmı ise askeri bölge statüsünde olan Gazimağusa kentinin bir parçası olan yerleşim yeridir. Burada egemenlik ve toprak KKTC’ye aittir, ancak üzerindeki yapıların değişik sahipleri olabilir.” değerlendirmesi yapıldı.
KKTC’nin iki devletli çözüm ve Maraş açılımlarını programına alarak tarihi bir hamle yaptığına işaret edilen bildirgede, şunlar kaydedildi:
“Bu açılım için de en uygun araç, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin etkin bir iç hukuk yolu olarak kabul ettiği Taşınmaz Mal Komisyonu’dur. Bu bağlamda, Kapalı Maraş’ın 1974 öncesi sakinlerinin ve hak sahiplerinin menfaatlerini gözetecek şekilde, uluslararası hukuka ve hakkaniyete uygun olarak açılması öngörülmelidir. Diğer taraftan, siyasi/egemen eşitlik temelinde bir ortaklık kurulmasının şüpheli olduğu mevcut şartlarda, Kapalı Maraş artık çözümsüzlüğün esiri olmaktan kurtarılmalı ve oradaki gerçek hak sahiplerinin, bunun sonucunda da başta KKTC olmak üzere adanın menfaatine olacak şekilde bir çözüme kavuşturulmalıdır.”