East-Med anlaşması coğrafi gerçeklere aykırı
Cumhurbaşkanı Akıncı, imzalanması planlanan East-Med boru hattı anlaşmasını “coğrafi gerçeklere aykırı, ekonomik akla uygun olmayan ve tamamen politik kaygılarla karar verilmiş bir konu” olarak yorumladı.
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, bugün Atina’da imzalanacağı duyurulan Yunanistan – Güney Kıbrıs ve İsrail arasındaki East-Med doğalgaz boru hattı anlaşması hakkında açıklama yaptı.
Akıncı söz konusu anlaşmayı ‘coğrafi gerçeklere aykırı’ bulduğunu belirterek “Ekonomik akla uygun olmayan ve tamamen politik kaygılarla karar verilmiş bir konu” şeklinde yorumladı.
East-Med projesinin, konunun uzmanlarının karşı görüşlerine rağmen gündemde tutulmaya çalışıldığını belirten Akıncı, “Tıpkı Güney Kıbrıs’ın tek başına AB’ye üye yapılmış olması gibi, Kıbrıs sorununun çözümüne yardımcı olmayacağı açıktır” dedi.
Akıncı, açıklamasında, Kıbrıs sorunun çözümü, sadece Kıbrıs’ın değil bölgenin de ihtiyacı haline gelmiştir ifadelerini yineledi.
Akıncı’nın açıklaması şu şekilde:
“Bugün Atina’da Yunanistan-Güney Kıbrıs ve İsrail arasında imzalanacağı duyurulan East-Med boru hattı anlaşması, coğrafi gerçeklere aykırı, ekonomik akla uygun olmayan ve tamamen politik kaygılarla karar verilmiş bir konudur.
İsrail’den Güney Kıbrıs’a, oradan Girit’e ve Yunanistan’a, nihayetinde de İtalya’ya uzanması planlanan boru hattı, başka alternatiflere göre çok daha uzun ve masraflı bir güzergah durumundadır.
Konunun uzmanlarının karşı görüşlerine rağmen gündemde tutulmaya çalışılan bu projenin, tıpkı Güney Kıbrıs’ın tek başına AB’ye üye yapılmış olması gibi, Kıbrıs sorununun çözümüne yardımcı olmayacağı açıktır.
Politik atmosfer, atılacak karşılıklı adımlarla değiştirilebilir; ancak coğrafyayı değiştirmek olanaksızdır. Coğrafi gerçekler ise, Doğu Akdeniz’deki enerji denkleminden Kıbrıslı Türkleri ve Türkiye’yi dışlamanın olanaksız olduğuna işaret etmektedir.
Öteden beri vurguladığım gibi, Doğu Akdeniz’deki enerji kaynaklarından ortaklaşa yararlanmanın, barış ve istikrar içinde birlikte kullanmanın yolunu bulmamız gerekmektedir. Bu da akıl yolunda, makul olanda uzlaşmakla ve nihai olarak Kıbrıs sorununu çözmekle olasıdır.
Bir kez daha anlaşılmaktadır ki Kıbrıs sorununun çözümü, sadece Kıbrıs’ın değil bölgenin de ihtiyacı haline gelmiştir.”