Biz Kıbrıs'ta ve Doğu Akdeniz'de Rumlarla eşitiz
Ulusal Birlik Partisi Genel Başkanı, Başbakan Ersin Tatar, “Avrupa Birliği’nin Kıbrıs Türkü’nün Doğu Akdeniz’deki hak ve hukukunu görmezden gelmesinin asla sineye çekilecek bir tutum olmadığını” belirtti.
Ulusal Birlik Partisi Genel Başkanı, Başbakan Ersin Tatar, “Avrupa Birliği’nin Kıbrıs Türkü’nün Doğu Akdeniz’deki hak ve hukukunu görmezden gelmesinin asla sineye çekilecek bir tutum olmadığını” belirtti.
Başbakan Tatar, Avrupa Birliği Dış İlişkiler ve Güvenlik Yüksek Temsilcisi ve Avrupa Birliği Komisyonu Başkan Yardımcısı Josep Borrell’in Rum Savunma Bakanı Savvas Angelidis’le birlikte Rum Milli Muhafız Ordusu’na ait bir helikopterle, tek yanlı olarak ilan edilen sözde Rum Münhasır Ekonomik Bölgesi üzerinde uçuş yapmasını kınadı.
Başbakan, “Biz, Kıbrıs’ta ve Doğu Akdeniz’de Rumlarla eşitiz. Onlar ne kadar egemense ne kadar hakka sahipse biz de o kadar egemeniz ve o kadar hakka sahibiz. Bunu görmeyen, anlamayanların Kıbrıs konusunun halline katkıda bulunmaları mümkün değildir” dedi.
“Rumların Avrupa Birliği’nden Güney Kıbrıs’ta bir deniz üssü kurmasını talep etmesini” de değerlendiren Başbakan Tatar, “Biz de Türkiye’den Rum tarafı ve işbirlikçilerinin bölgede gerek Türkiye gerekse bizim haklarımıza yönelik saldırgan tutumlarını önlemek adına burada gereken üs çalışmalarını yapmasını talep ediyoruz” diye konuştu.
Başbakan Ersin Tatar açıklamasında şunları kaydetti:
“Kıbrıs Türkü öteden beri Türkiye ile ilişkilerini en ileri noktaya taşımak ve Türkiye’nin de içinde olduğu bir Avrupa Birliği’nde yer almak istemektedir. Hem, Türkiye hem de biz bu yönde gereken adımları attık, Kıbrıs konusunun bir anlaşma ile sonuçlanması için gereken anlayışı gösterdik ama Avrupa Birliği bizimle uzlaşmayan taraf olan Rumları cezalandıracağına bizi ve Türkiye’yi cezalandırdı. Avrupa Birliği izlediği yanlış siyasetle, Kıbrıs’ta adil ve yaşayabilir bir çözüm olmadan tam üye yapmakla Rum tarafının uzlaşmazlığını daha da artırdı, gerçek manada bir çözümün önünü tıkadı ve tıkamaya da devam ediyor.
Bunun son örneği Avrupa Birliği Dış İlişkiler ve Güvenlik Yüksek Temsilcisi ve Avrupa Birliği Komisyonu Başkan Yardımcısı Josep Borrell’in bizim Devletimizi, egemenliğimizi, hakkımızı, hukukumuzu yok sayarak Rum kesimine yaptığı ziyaret ve temaslardır.
Sayın Borrell’in Rum Savunma Bakanı Angelidis’le birlikte Rum Milli Muhafız Ordusu’na ait bir helikopterle, tek yanlı olarak ilan edilen sözde Rum Münhasır Ekonomik Bölgesi üzerinde uçuş yapması son derece hatalı bir tutumdur. Kendisini kınıyor, böylesi hatalar yaparak asla Kıbrıs konusunun çözümüne katkı sağlayamayacaklarının altını çizmek istiyorum. Rum tarafı Kıbrıs’ta ve Doğu Akdeniz’de ne kadar hakka sahipse, ne kadar egemense biz de o kadar hakka sahibiz ve egemeniz.
Bunu görmeyen, anlamayanların Kıbrıs konusunun halline katkıda bulunmaları mümkün değildir.
Rum basınına göre Anastasiadis Yönetimi’nin Savunma Bakanı Angelides, Avrupa Birliği’nin askeri gücü olması tasarlanan Daimi Yapılandırılmış İşbirliği Örgütü PESCO’ya (Permanent Structured Cooperation) katılmak istediklerini ve bu bağlamda Doğu Akdeniz’i PESCO’nun ilgi alanı içine almayı düşündüklerini de Borrell’e bildirdi,
Yani Rumlar, bizim haklarımızın gasp edilmesinde kendilerini koruması için Güney Kıbrıs’ta bir Avrupa Birliği Deniz Üssü ve Avrupa Birliği Deniz Kuvveti istiyor.Bu durum karşısında biz de elimiz kolumuz bağlı oturacak değiliz. Biz de Türkiye’den Rum tarafı ve işbirlikçilerinin bölgede gerek Türkiye gerekse bizim haklarımıza yönelik saldırgan tutumlarını önlemek adına burada gereken üs çalışmalarını yapmasını talep ediyoruz. Kimse, Doğu Akdeniz’de Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni yok sayarak bir adım atabileceğini sanmasın. Yanlış hesap yapanların neye uğradıkları tarih sayfalarında yazmaktadır.
Barış ve işbirliği yerine gerginlik ve hak gasp etmeyi tercih edenler gün gelir bunun bedelini öder.
Kıbrıs Türk tarafının Doğu Akdeniz’deki hidrokarbon kaynakları konusunun Kıbrıs konusunun ele alınmasının dışında özel bir komitede ele alınarak halledilmesi önerisi hala masadadır ama Rum tarafı bildiğini okumaya devam ediyor. Umarız Avrupa Birliği bir an önce gerçekleri görür ve Rum çıkarlarını desteklemek yerine tüm Avrupa’nın, bölgenin yararına olacak yolu seçer.”