Tatar "Rum kesiminden gelen AB aşılarını almayacağız"
KKTC, AB'nin gönderdiği koronavirüs aşıları nedeniyle karıştı. Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, muhatabın Kıbrıs Rum kesimi olmadığını bu nedenle oradan gelecek olan AB aşılarını almayacaklarını söyledi.
KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, AB'nin Güney Kıbrıs Rum Yönetimi üzerinden gönderdiği koronavirüs aşılarını almayacaklarını söyledi. Tatar “AB'den gelecek aşı konusunda muhatabımız Rum Yönetimi değil, AB’dir” dedi.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar bu açıklamayı BM Genel Sekreterinin Özel Temsilcisi Elizabeth Spehar ile görüşmesinin ardından yaptı.
Tatar, Spehar ile aşı konusunu görüştüklerini belirterek “Rum Yönetimi üzerinden gelmesini kabul etmeyeceğiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Temsilcisi Elizabeth Spehar ile görüşmesinin ardından basına açıklamalarda bulundu.
İki toplumlu teknik komitelerin çalışabilmesi için birtakım çalışma içinde olduklarını ifade eden Tatar, AB’den gelecek aşı konusunu da görüştüklerini, bu konuda gerekli zemin için BM’den yardım istediklerini, neticede muhataplarının Rum Yönetimi değil AB olduğunu söyledi.
Tatar, ilgili teknik komite tarafından bugün kendilerine sunulan raporda aşıların Rum yönetimi üzerinden gelebilme olasılığı olduğunu, ancak bunu kabul etmeyeceklerini, bu aşı verilecekse direkt AB üzerinden olması gerektiğini dile getirdiklerini kaydetti.
Spehar’ın kendilerine yakın davrandığını, kendi yaptığı yorumlarda artık gelinen aşamada Kıbrıs Türk tarafının pozisyonunun açık ve net bir şekilde karşı taraftan da anlaşıldığını, BM’nin işi yakınen takip ettiğini, müzakerelerin artık Kıbrıs’ta ve bölgede yeni bir pozisyonun olduğu noktasında bir algı yaratıldığını ifade eden Tatar, Kıbrıs ve Doğu Akdeniz’in artık eskisi gibi olmadığına işaret etti.
Tatar, egemen eşitlik temelinde yan yana yaşayan iki devletin uluslararası statüsü bakımından da karşılıklı iyi niyet çerçevesinde aynı statüde resmi bir müzakere masasında buluşabileceklerini ve Kıbrıs’ta adil, kalıcı ve gerçekten sürdürülebilir bir anlaşmanın ortaya çıkması için bu zeminin daha da sağlamlaştırılması gerektiğini vurguladı.