'Suçlayacaklarsa Yunanistan'ı suçlasınlar'
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Doğu Akdeniz'deki gelişmelere değindi ve "Bazı açıklamalar oldu. Bazıları dengeli, bazıları taraflı. Ama kimse Türkiye'ye 'Siz iyi niyet göstermediniz' diyemez. Suçlayacaklarsa Yunanistan'ı suçlasınlar" ifadelerini kullandı.
Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile Azerbaycan Dışişleri Bakanı Ceyhun Bayramov bugün ortak bir basın toplantısı düzenledi.
Sözü ilk olarak Çavuşoğlu aldı. İki ülkenin ilişkilerine değinen Çavuşoğlu, "Türkiye ve Azerbaycan arasında biliyorsunuz bir gelenek var. İlk defa göreve gelen cumhurbaşkanları, meclis başkanları ve dışişleri bakanları ilk ziyaretlerini karşılıklı olarak Azerbaycan ve Türkiye'ye yaparlar. Bayramov da ilk ziyaretini Türkiye'ye yaptığı için çok teşekkür ediyorum" dedi.
Çavuşoğlu'nun açıklamalarının devamında şunlar öne çıktı:
"Bundan sonraki süreçte de kardeşim Ceyhun Bayramov ile çalışmalarımızı bir millet iki devlet anlayışıyla sürdüreceğiz. Hem Türkiye için hem kardeş Azerbaycan için birlikte çalışacağız.
İkili ticaret hacmimizi Cumhurbaşkanlarımızın hedef koyduğu gibi 15 milyar dolara çıkartmamız gerekiyor. Diğer toplantılarımızı da düzenli olarak gerçekleştirmemiz gerekiyor. Alınan kararların uygulamasını da birlikte takip edeceğiz.
Diğer taraftan karşılıklı yatırımlar artıyor. Türkiye ve Azerbaycan Kafkaslarda sadece Kafkaslar için değil ta Uzak Doğu Asya'dan Londra'ya kadar önemli stratejik projeleri hayata geçirdi. Bakü Tiflis Ceyhan ve TANAP gibi... Kardeş Türkmenistan, Kazakistan, Özbekistan'ın projelere dahil olabilmesi için çalışmalarımızı sürdüreceğiz.
12 Temmuz'da Ermenistan, kardeş Azerbaycan'a saldırıda bulundu. Ve Türkiye Cumhuriyeti olarak o gün ne söylediysek bugün aynı şeyi söylüyoruz. Tüm imkanlarımızla kardeş Azerbaycan'ın yanındayız.
Kahraman şehitlerimize bir kere daha Allah'tan rahmet diliyoruz. Bu sorunun sebebi nedir? Ermenistan, yıllardır Azerbaycan topraklarının yüzde 20'sini işgal ediyor. Ve bugüne kadar tüm kararlara rağmen; yani BM, Avrupa Konseyi gibi kurumların kararlarına rağmen Ermenistan bu sorunun çözümüne yanaşmamıştır. Bu saldırılarla da güvenilir bir ortak olmadığını tüm dünyaya göstermiştir. Ortada çok net kararlar var. Peki bu kararlara rağmen bu sorun niye çözülmedi? Bunun sebebi, uluslararası toplumun başta Minsk üçlüsü olmak üzere samimi şekilde gayret sarf etmemesidir.
Bu sorunun barışçıl yolla halledilmesi için uluslararası toplumun ve özellikle de Minsk üçlüsünün samimi gayret göstermesi gerekmektedir. Diplomasiyle bu işlerin çözülmesi gerekiyor. Ama kardeş Azerbaycan da hangi çözüm yolunu tercih ederse yanında olacağız. Tatbikatımız 2014'ten bu yana devam ediyor. İşbirliğimizin en güzel göstergesidir. Yapacağımız çok iş var. Daha gayretli şekilde çalışacağız.
AB'nin 'güvenli ülkeler' listesi
Öncelikle kardeşim Ceyhun Bey'in davetine şu cevabı vermek isterim. Biz Azerbaycan'da kendimizi evimizde hissediyoruz. Bir kez daha ziyaret etmekten onur duyacağım.
Kovid dünyada her şeyi değiştirdi, insanların seyahat özgürlüğünü de kısıtladı. Bu konuda siyasi kararlar alındı, ortada kararlar var. AB, maalesef Türkiye'yi güvenli ülkeler listesine almadı. İki defa gözden geçirme yaptılar. Almanya'daki vatandaşlarımız ve Alman turistler Türkiye'ye gelmek için ses çıkardılar, taleplerini bize de Alman yetkililere de ilettiler. Kısıtlamanın kaldırılması için çabalar sarf ettik. Malta, Polonya gibi bazı ülkeler esasen; İsviçre... Bu ülkeler kısıtlamaları kaldırdı. Ama AB'nin kararı ortadayken bazı turizm bölgelerine seyahat kısıtlamalarını kaldırdı. Tabi ki kara yoluyla gelen vatandaşlarımız da var. Bu vatandaşlarımızın döndükten sonra 14 günlük karantinaya tabii tutulmaması için Almanlar "Türkiye'de test yapabilecekseniz biz bunu durduralım" dediler.
Fakat bu uygulama sadece bizim vatandaşlarımız için değil. Almanlar için de geçerli. Biz vatandaşlarımızın Türkiye'ye rahat gelebilmeleri için biz buna 'evet' dedik. Uygulamada, havaalanlarında ve bazı yerlerde sıkıntılar olmuş olabilir ama bakanlıklarımız, DHMİ ve havaalanı yönetimleriyle beraber işbirliği içinde her yerde test kapasitemizi artırdık. Ve uygulamadaki sorunlar ortadan kalkıyor. Çifte standarta girmek istemiyorum. Olumlu cevap vermeseydik 14 günlük karantina olacaktı. İşbirliğine gitmemiz gerekiyordu.
Doğu Akdeniz'deki gelişmeler
Biz burada iyi niyet göstergesi olarak Merkel'in ricasıyla, sayın liderimiz Erdoğan bunları paylaştı. Bir taviz değil, geçici bazı jestler yaptık. Almanya ve Avrupa ülkeleri diyalog için çaba sarf ediyordu. Biz, 'olumlu adım yerine olumsuz adım göreceksiniz' dedik. Bizim söylediğimiz ortaya çıktık.
Gemilerimizi tekrar hareketlendirdik, Oruç Reis gitti. Ağustos ayında da her türlü araştırmalarımızı sürdüreceğiz. Kararlılığımız tamdır. Doğu Akdeniz'de ve Kıbrıs'ta haklarını sonuna kadar savunacağız.
Bazı açıklamalar oldu bazıları dengeli, bazıları taraflı. Ama kimse Türkiye'ye siz iyi niyet göstermediniz diyemez. Suçlayacaklarsa Yunanistan'ı suçlasınlar."