'Kültürel bakımdan kendimizi iyi tanımıyoruz'

Tarihçi ve yazar Prof. Dr. İlber Ortaylı, Türkiye'nin 1'inci Dünya Savaşı öncesindeki ülke olmadığını, sanayisi ve ordusunun kuvvetli olduğunu söyledi.

Prof. Dr. İlber Ortaylı, Mustafa Kemal Atatürk'ün Erzurum'a gelişinin 100. yıl dönümü dolayısıyla , Atatürk Üniversitesi 15 Temmuz Milli İrade Salonu'nda 'Milli Mücadele' konulu konferans verdi.

Yoğun ilgi gören konferansta davetliler yaklaşık 2 bin kişi kapasiteli salona sığmadı. Merdiven boşluklarını ve kapı önlerini dolduran öğrenciler Ortaylı'yı ilgiyle dinledi.

Erzurum Kongresi'nin öneminden bahseden Ortaylı, günümüzde yaşanan olaylarla ilgili de değerlendirmelerde bulundu. Sakarya Savaşı sonrası Paris'te yapılan görüşmeleri hatırlatan Ortaylı, "Paris'te iki büyükelçimiz vardı. Birisi İstanbul'u temsilen Ahmet Muhtar Bey, diğeri Ankara'yı temsil eden Ferit Müfit Bey. Bu iki sefaret Kuzey-Güney Kore gibi değil, birbirleriyle sürekli görüşüyorlar, hükümet erkanı hakkında Fransa hakkında bilgi alış-verişi yapıyorlar. Ankara önemli kişilere ziyafet vereceği zaman öbüründen malzeme ödünç alıyor. Bu Türkiye'de bazı konuların çok açık olduğunu gösterir. Damarımıza teskin eden noktalarda hiç kimsenin yanlış karar almamasını temenni ederiz, bu çok pahalıya mal olur herkese. Mühim olan bu memleketin, tarihinin, milletinin beraberliği esastır. Bütün bu görünüşteki bölünme manzaraları geçicidir ve sahtedir" diye konuştu. 

AMERİKA VE RUSYA'NIN DÜŞMANLIĞI YALAN

Dünyanın durumunun son derece ağır gittiğini ve bunların iyiye işaret olmadığını vurgulayan Prof.Dr. Ortaylı, "Komşumuz olan devletler tarihte görülmedik şekilde büyük kuvvetlerin istila alanına dönüştü. Rusya Akdeniz'e indi, İran nükleer güç haline dönüşmektedir. Bölgeyi tehdit eden unsurlara karşı kendini çok iyi korumaktadır. Fakat hangi ittifakın içinde yer alacak, kimle ne kadar bir araya gelecek belli değil. Ortada Rusya ve Amerika var. Bunların düşmanlığı yalan. Bunlar tarihte iki defa birleştiler. 1'inci ve 2'nci harbini beraber yaptılar ve tekrar bir araya gelebilirler. O zaman ne olacak Türkiye'nin durumu? Uzakta bir Çin var son derece tehlikeli güç olduğunu söylemeliyim. Bu memleketin Doğu Türkistan'ında Uygurlar üzerindeki operasyonları rahatsız edicidir. Bu nüfusun durumu ne olacak? Çin, AB ile temas halinde. Almanya, Çin'e öyle sırf iktisadi bakımdan değil adam akıllı yanaşmaya başladı. Böyle bir dünyanın ortasında ne oluruz, nereye gideriz?" diye sordu. 

SANAYİMİZ VE ORDUMUZ KUVVETLİ

Türkiye'nin 1'inci Dünya Savaşı öncesindeki ülke olmadığını söyleyen Ortaylı, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Sanayimiz, ordumuz daha kuvvetli. Köylülerimiz daha bilinçli, eğitimlidir. Kötü olan kültürel yapımızdır, kafamızın içidir. 1'nci cihan harbinde şehit verdiğimiz Türkler gibi şarkın ve garbın kültürüne sahip insanlar değiliz. Kültürel bakımdan bölünmüşüz ve kendimizi tanımıyoruz. Tarih ve coğrafyamızı tanımıyoruz. Bu en önemli noksanımızdır. Bu yüzden propagandalara açığız, bazı şeylerde imanımız gevriyor. Bu çok açık. Bu kadar çok memleketi terk edip gitmeyi, ben doğrusu pek hayırlı görmüyorum."

Salondaki gençlere de seslenen Ortaylı, "19'ncu yüzyılın sonu, 20'ıncı yüzyıl başındaki Türk münevveri kalıbına dönmek zorundasınız. Köşede oturup dilenmekten, Kanada'daki kemikleri kovalamakla bir yere varamayız. Bazı milletleri göç kurtarır. Bu şekilde gezinen, geçinen ayakta olan milletler var. Ama Türkiye bunlardan biri olamıyor. Çok büyüksünüz be evladım" diye sözlerini tamamladı. 

Vali Okay Memiş'in çiçek vererek teşekkür ettiği Prof. Dr. Ortaylı, salonu hınca hınç dolduran gençlerin arasından geçerken zorlandı. Bazı gençlerin kitaplarını imzalayan Ortaylı, imza için daha sonraki bir tarihte yeniden gelebileceğini söyledi.