KKTC kültürel faaliyetlerimizin göbeğindedir'

Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Çam "KKTC'deki diğer kurumlarla iş birliği içerisinde Ada'daki faaliyetlerimizi artıracağız. KKTC kültürel yürüttüğümüz faaliyetlerimizin tam göbeğindedir." dedi.

Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Serdar Çam, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ndeki (KKTC) diğer kurumlarla iş birliği içerisinde Ada'daki faaliyetleri artıracaklarını belirterek, "KKTC kültürel yürüttüğümüz faaliyetlerimizin tam göbeğindedir." dedi.

Çam, 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı'nın 45. yılında Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay'a eşlik etmek için KKTC'ye geldi.

Bakan Yardımcısı Çam, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Yunus Emre Enstitüsü (YEE) ile Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığının (TİKA) genel ve Kıbrıs özelindeki çalışmalarıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu.

Ortaokul ve lise eğitimini KKTC'de aldığını hatırlatan Çam, Lefkoşa Türk Maarif Kolejinden mezun olduğunu, bundan dolayı KKTC'nin kendisi için ayrı bir yeri bulunduğunu söyledi.

Babasının 1976'da Türkiye'nin Lefkoşa Büyükelçiliğinde göreve başladığını anlatan Çam, ailesinin burada 4 yıl yaşadığını sonrasında ise iki yıl boyunca Kıbrıslı bir aileyle kaldığını dile getirdi.

Çam, 1983'te Ada'dan ayrıldığını ama hiçbir zaman buradan kopamadığını vurgulayarak, "Dün akşam Lefkoşa sokaklarında gece 02.00'a kadar dolaştım. Eski mahallemdekileri ziyaret ederek, kahve içtik. Geçmişten gelen bütün anılarımızı canlandırdık, 40 yıllık ortaokul arkadaşlarım var, onlarla da görüştüm." diye konuştu.

"Ada'daki faaliyetlerimizi artıracağız"

Milletlerin birbiriyle yakınlaşması ve müşterek ilişkiler geliştirmesinin önemli olduğuna dikkati çeken Çam, Türkiye ile KKTC gibi aynı hedef, acı, mutluluk ve duyguları paylaşan toplulukların birbirine aktarması gereken konularının kendi faaliyet alanlarında bulunduğunu belirtti.

Çam, yeni süreçte KKTC ile müzik, güzel sanatlar, tiyatro, opera, bale ve kütüphane gibi alanlarda daha etkin ortak çalışmalar yapacakları bilgisini paylaşarak, şunları söyledi:

"Bunun bir kısmını iki ülkenin Kültür ve Turizm Bakanlıkları aracılığıyla yapacağız ve ortak çalışmalar olacak. Öte yandan YEE'nin buradaki ofisi kanalıyla çalışmalarımızı yapacağız. KKTC'deki diğer kurumlarla iş birliği içerisinde Ada'daki faaliyetlerimizi artıracağız. KKTC kültürel yürüttüğümüz faaliyetlerimizin tam göbeğindedir."

Çam, KKTC'nin 500 küsur yıl önce Anadolu'dan bu topraklara gelmiş ecdadın manevi mirası içinde yer aldığını, Türkiye ile KKTC'nin pek çok ortak değer taşıdığını kaydetti.

"Kıbrıs'a sadece KKTC olarak bakılmaması lazım"

Kıbrıs'a bugün sadece "KKTC" olarak bakılmaması gerektiğinin altını çizen Çam, "Kıbrıs, öncelikli olarak Türk kimliğiyle ve Anadolu'dan gelen ecdadımızın aziz mirasıyla yaşadığı, çok geniş kitle ve çeşitliliğe sahip kültür adasıdır. Dolayısıyla bu karşılıklı etkileşimde hem Kıbrıs'ın hem de Türkiye'nin birbirine sağlayabileceği pek çok noktada kültürel zenginliğin olduğunu düşüyorum." diye konuştu.

Çam, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile pek çok alanda daha pratik ve hızlı karar verme sürecine girildiğine değinerek, son bir yılda pek çok adım atıldığını söyledi. Bu çerçevede yeni adımların da atılacağını dile getiren Çam, bunların başında ortak soyut ve somut kültürel varlıkların korunması geldiğini ifade etti.

Selimiye Camisinin Vakıflar Genel Müdürlüğünce restorasyonunun bakanlığın faaliyet alanında bulunduğunu belirten Çam, şöyle devam etti:

"YEE kanalıyla yürütülen kültürel faaliyet ve etkinliklerde sadece Türkiye'nin değil, aynı zamanda KKTC'nin kültürel zenginliklerin yansıtılması faaliyet alanımızda olacak. Girne'nin, Lefkoşa'nın ve pek çok bölgenin kendi özellikleri ve kültürel zenginliklerinin yansıtıldığı, Türkiye'ye ve KKTC vatandaşlarının yaşadığı her ülkeye yansıtılıp, çeşitli etkinliklerin yapılacağı program faaliyetini gerçekleştirmeyi arzu ediyoruz.

Dolayısıyla kendi mutfağına, macununa, hellim peynirine, simidine ve Akdeniz'den gelen kültürel zenginliğe sahip KKTC'yi, Türkiye ve diğer ülkelerde yaşayan KKTC'li kardeşlerimizle buluşturacak etkileşim faaliyetleri üzerinde çalışıyoruz."

Çam, YEE'nin, KKTC gibi Türkçe konuşulan bir bölgede, Türk dilinin daha çok yabancı öğrenciler arasında yaygınlaşması için çalışmalar yaptığı bilgisini paylaştı. Ada'ya eğitim için gelen uluslararası öğrencilerin, Türk dilini öğrenme hedeflerine işaret eden Çam, bu konuda YEE ve üniversitelerin açtığı kursların önemine vurgu yaptı.

"Yeryüzünde ambargo uygulanan iki millet var"

YEE'nin çok daha detaylı çalışmaları olduğunu, sadece yabancılar için değil, Kıbrıs Türk halkının var olma mücadelesinde yer alması gerektiğinin altını çizen Çam, şu ifadeleri kullandı:

"Yeryüzünde ambargo uygulanan iki millet var. Birisi Filistin halkıdır, diğeri de Kıbrıs Türk halkıdır. Kıbrıs davası, her ne kadar Türkiye'nin de destekleriyle güçlü şekilde dünyaya duyurulsa da bugün Kıbrıs Türkü büyük haksızlara maruz kalıyor. Ticaret erbaplarının uyguladıkları zorluklar ihracatta, insan kaynaklarını ve uluslararası hava yollarını kullanmada, bu gibi birçok noktada burada yaşayan kardeşlerimizin dünyada tam manasıyla anlaşılmaması ve haklarının iade edilmemesiyle ilgili bir gerçek var.

Dolayısıyla bu sadece kültürel faaliyetlerle anlatılacak bir alan değil. Burada kamu diplomasisi kanalımızla, bakanlığımızın bütün imkanları ve gücüyle buradaki çalışmaları dünyaya en güzel şekilde aktarılmasına dikkat ediyoruz."

"Türkiye doğru şekilde anlaşılmamaktadır"

Çam, Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansının kurulma sürecinin tamamlandığına değinerek, ajansın Türkiye'nin turizm potansiyelini başarılı ve profesyonel şekilde tanıtacağını ifade etti.

Ajansın dolaylı olarak KKTC'nin de turizm potansiyeli ve kapasitesinin gelişmesinde rol alacağını belirten Çam, "Çünkü başta FETÖ belası olmak üzere pek çok noktadaki lobilerin Türkiye üzerinde yaptığı olumsuz propagandalar neticesiyle Türkiye doğru şekilde anlaşılmamaktadır, hakkında itham ve iftiralarla karşı karşıya kalmaktadır." değerlendirmesinde bulundu.

Çam, bunun dolaylı da olsa Kıbrıs'a yansıdığını belirterek, "Doğru tanıtım yapılarak, Kıbrıs ve Türk turizminin karşı karşıya kaldığı tehlikeyi tersine çevirebilmek mümkün." dedi.

Türkiye ve KKTC'deki turizmin tanıtımında deniz, kum ve güneş üçlemiyle sınırlı kalınmayacağını dile getiren Çam, aynı zamanda ajansla yılın 12 ayını kapsayacak kültür turizminin etkili şekilde yapılacağını söyledi.

"TİKA, burada çok anlamlı bir projeye imza atmış oldu"

Lefkoşa'da merhum Türk siyasetçi Alparslan Türkeş'in doğduğu evin müzeye çevrilmesi projesinin çok anlamlı olduğunu belirten Çam, projenin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatlarıyla hayata geçirildiğini anlattı.

Çam, TİKA'nın Lefkoşa'da çok anlamlı bir projeye imza attığını yineleyerek, "Lefkoşa'nın surlar içerisindeki tarihi binalarında hayat bulan, yeşeren yakın tarihin güzel anlatıldığı proje faaliyete geçirildi. Bunun diğer binalarda da benzer çalışmalar yapılmasına katkı sağlayacağını düşünüyorum." diye konuştu.

Bunun Lefkoşa'nın turizm ve kültürel faaliyetlerine önemli katkı sağlayacağını belirten Çam, şunları kaydetti:

"Butik müzelerin, sanat atölyelerinin ve kültür adamlarının ortaya çıkacağına inanıyorum. Değişik konseptlerle, Ada tarihine uygun yakın tarihin güzel şekilde gelecek nesillere aktarılmasına yönelik önemli projelere imza atılacağına, onlarca küçük ev veya dükkanın hem tarihe hem kültüre hem de turizm faaliyetlerine katkı sağlayacağına inanıyorum.

Diğer taraftan devletimize hizmet etmiş devlet adamlarının anılarının yaşatılması, eserlerinin korunması ve gelecek nesillere aktarılması noktasında merhum Alparslan Türkeş'in evinin müzeye dönüştürülmesi anlamlı bir proje oldu."

Çam, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy'un, Ada konusunda özel ihtimam ve çabalarının bulunduğunu, bunun yeni çalışmalara da vesile olacağını belirtti.