"Kararlar siyasi etkiye kapalı olmalı"

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, yayınladığı bir video mesaj ile vatandaşlara seslendi.

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, yayınladığı bir video ile yurttaşlara seslendi.
Konuşmasında “artık yasal bir zemine de kavuşmuş bulunan sağlık kurullarının kararlarını bilimsel esaslar temelinde alması son derece önemlidir” diyen Mustafa Akıncı, bu kurulların kararlarını alır ve yürürlüğe koyarken, siyasi etkiye tamamen kapalı olmaları gerektiğinin altını çizdi.

Açıklama şöyle:

YASAL ZEMİNİ OLAN SAĞLIK KURULLARI SİYASİ ETKİYE TAMAMEN KAPALI OLMALIDIR

Sevgili yurttaşlarım, yine zor günlerden geçiyoruz.

Geçtiğimiz Mart ayında Covid 19 vakaları ülkemize bir turist kafilesiyle geldi. O dönemde vaka belli olduğu için temaslılarını saptamak biraz zaman aldı ama bu ölümcül virüs toplumumuz içerisinde çok fazla yayılma imkanı bulmadan halledilebildi.

O dönemde 4 can kaybettik, yoğun bakımda yatan hastalarımız da oldu ama günün sonunda iki ayı aşkın bir süre sıfır vakayla o dönemi kapatmayı başardık. Daha önce de defalarca söylediğim gibi bu salgın bitmemişti, bitmedi, devam ediyor.

Şimdi geldiğimiz noktada üzülerek ifade etmek durumundayım ki ne yazık ki geçen defakinden daha zor bir durumla karşı karşıyayız.

Hükümetin almış olduğu kararları şu an eleştirmek istemiyorum, çünkü gün o gün değildir. Hükümet ne yazık ki ben dahil pek çok sağlık örgütüyle uzmanımızın yaptığı uyarılara yeterince kulak vermedi.

Özellikle karantinasız girişler konusunda epey ses yükseldi, bu seslerden biri de benim sesimdi. Girişlerde karantina uygulanması konusunda çok ama çok geç karar alınabildi. Karar alınana kadar geçen sürede maalesef ülkemize pek çok pozitif vaka ithal edildi. Sıfır vaka noktasına gelinmişken, şimdi her taraftan pozitif vakaların çıkmaya başladığını büyük bir üzüntü ve kaygıyla izlemekteyiz.

Vakaların sıfırlandığı dönemde sağlıkçılarımız, başta pandemi hastanesi olmak üzere altyapıdaki tüm eksikliklerin giderilmesi için yeterli zamanı kazandırmıştı. Vakaların sıfırlanması büyük bir imkan yaratmıştı ve sağlık sistemimizdeki eksikliklerin tamamlanması için çok daha hızlı bir şekilde hareket edilebilirdi.

Sağlık sistemimizdeki eksikliklerin tamamlanması ve özellikle 1 Temmuz’da açılım süreci başladığı zaman hükümetin karantinasız giriş konusundaki tavrı yurttaşlarımızda haklı olarak hükümete ve kararlarına karşı ciddi bir güvensizlik yarattı. Bu noktada elbette söyleyecek çok sözüm vardır ama içinde bulunduğumuz koşulların ciddiyetini göz önünde bulundurup dikkatli ve ölçülü olmaya kararlıyım. Burada aslolan el birliği ile toplumumuzu bu beladan kurtarmaktır.

Artık yasal bir zemine de kavuşmuş bulunan sağlık kurullarının kararlarını bilimsel esaslar temelinde alması son derece önemlidir. Bu kurullar kararlarını alır ve yürürlüğe koyarken, siyasi etkiye tamamen kapalı olmak durumundadırlar. Eğer bu şekilde davranır, tamamen bilimsel esaslar çerçevesinde hareket edersek bu badireden de kurtulmak için uygun bir zemin yaratacağımıza yürekten inanıyorum.

Bu vesileyle sağlık çalışanlarımızı, doktorlarımızı, hemşirelerimizi, eczacılarımızı ve bütün sağlık elemanlarımızı bir kez daha selamlamak istiyorum. Çok büyük bir özveriyle yine işe koyulduklarını, çok yorulduklarını biliyorum. Uyarılarına kulak verilmesini bir kez daha istiyorum. Bu konuda en büyük özveriyi gösteren, eksiklikleri yaşayan, sorunların vahametini bire bir gözleyen sağlık çalışanlarımızdır. Onların sesine kulak verelim, sürece günlük politikayı dahil etmeyelim.

Mart ayı ile başlayan süreçte de hep şu uyarıyı yapmıştım: Devlet ve hükümet gerekli tedbirleri almalı, halkın sesine kulak vermeli, halkın endişelerine yanıt vermeli. Bunun yanında yurttaşlar olarak bizler de bu defa geçen defakinden çok daha ciddi bir şekilde yapmak zorundayız. Durum bu defa geçmişe oranla daha ciddi. Hijyen, mesafe ve maske kullanmayı, sarılıp kucaklaşmamayı, kalabalıkları yaratmamak gerektiğini biliyoruz. Hepimize düşen görevler vardır, hepimiz gereklerini yerine getirmekle mükellefiz. Yurttaşlar olarak bu kurallara uygun hareket etmek görev ve sorumluluğumuzdur. Öyle inanıyorum ki eğer yine el birliği yapar, dayanışma içinde hareket eder, sen-ben kavgası yerine hep birlikte hareket etmek zorunda olduğumuzu, dayanışma içinde olmak zorunda olduğumuzu, en başta toplumumuzun sağlığını düşünmek zorunda olduğumuzu bir an için bile unutmazsak bu badireden de başarıyla çıkacağız.