'Kadir Şeker davasından pis kokular geliyor'
Posta yazarı Candaş Tolga Işık, Konya'da şiddet gören bir kadını kurtarmak isterken bir kişinin ölümüne neden olan Kadir Şeker'in davasını takip edecek mahkemeye çağrı yaptı. Işık, "Mahkeme heyeti derhal Özgür Duran’ın yakınları ve Ayşe D. arasında son günlerdeki iletişimi takibe almalı. Bu işin içinden pis kokular geliyor" dedi.
Candaş Tolga Işık, Posta'da 'Kadir Şeker davasından pis kokular geliyor' başlığıyla yayımlanan yazısında Konya'da şiddet gören bir kadını kurtarmak isterken bir kişinin ölümüne neden olan Kadir Şeker'le ilgili görüşlerini dile getirdi.
"Kadir Şeker davasında mide bulandırıcı gelişmeler yaşanıyor. 19 ayrı suçtan sabıkası olan sevgilisi Özgür Duran’dan şiddet gördüğü sırada Kadir Şeker’in müdahalesiyle kurtulan Ayşe D. ifade değiştirdi. Ve bir anda hayatını kurtaran Kadir Şeker’in aleyhine konuşmaya başladı" hatırlatmasında bulunan Işık, şöyle devam etti:
"Kendisi için raporu almaya giden Ayşe Hanım şimdi darp edilmediğini söylüyor. Dahası ölen sevgilisinin Kadir Şeker tarafından sebepsiz yere darp edildiğini ima ederek ’Üniversite öğrencisinin cebinde bıçağın ne işi var?’ diyerek mevzuyu tamamen Kadir Şeker’in aleyhine çevirme gayreti içine girmiş.
Mahkeme heyeti derhal Özgür Duran’ın yakınları ve Ayşe D. arasında son günlerdeki iletişimi takibe almalı. Bu işin içinden pis kokular geliyor! Ne oldu da bir anda Ayşe D. böyle 180 derece döndü? Ayşe D.’nin sevgilisi Özgür Duran için kullandığı şu ifadeye bakın: ’19 suçtan sabıkası olması onu kötü biri yapmaz, ne yaptıysa uyuşturucudan yaptı.’
19 suçtan sabıkalı uyuşturucu bağımlısı birine ‘kötü’ denmiyor ama fen lisesi mezunu, yabancı dil konuşan, tek hayali hekim olmak olan bir çocuğa katil diyeceğiz öyle mi? Hadi ordan!
Umarım başınıza gelmez
Bir arkadaş grubunda Kadir Şeker olayı konuşuluyordu, bir dostumuz sosyal medya rüzgarlarının da tesiriyle Kadir Şeker’e atıp tutarken dedim ki ’Şiddet gören kadın kardeşin, ablan, yakının olsaydı… Biri gelse kardeşini kurtarmaya çalışırken başına böyle bir hadise gelseydi. Yine aynı şekilde konuşur muydun? Kardeşini kurtarmaya gelen adama bıçağın ne işi var sende kardeşim diye sorar mıydın mesela?’
Benim muhatabım dürüst biriydi, ‘Haklısın, asla sormazdım. Tinerciden, serseriden korkup bir ara ben de taşıyordum çakı. Empati kuramadım’ dedi ama maalesef bu devirde dürüstlük en zor bulunan şey."