Denktaş Cumhurbaşkanlığına aday olacak mı?

DP Lefkoşa Milletvekili Denktaş, Cumhurbaşkanlığı seçiminde aday olmayacağını duyurdu.

Demokrat Parti (DP) Lefkoşa Milletvekili Serdar Denktaş, Cumhurbaşkanlığı seçiminde aday olmayacağını açıkladı.

Konuyla ilgili basın açıklamasında bulunan Denktaş şu ifadeleri kullandı:

Bilindiği üzere bir süre önce parti genel başkanlığından ayrılarak görevi arkadaşlarıma devrettim.

Bunun devamında kendi siyasi serüvenimi önce ailem ve yakın çevremle, sonra da partililerimle ve ulaşabildiğim kadar vatandaşımızla değerlendirme fırsatım oldu.

Yaptığım istişareler sonucunda Kıbrıs konusunun içinde bulunduğu süreci ve KKTC siyaset alanının içinde bulunduğu durumu da değerlendirerek, önümüzdeki 5 yıllık süreçte halkımıza en iyi katkıyı Cumhurbaşkanlığı yarışının dışında kalarak, ancak bugüne kadar edindiğim tecrübe ve bilgi birikimini kamuoyu ile paylaşarak verebileceğim düşüncesine ulaştım. Kolay bir karar değildi bu ama siyasetçi yeri geldiğinde en zor kararları da verebilmelidir. Bu kararı verirken beni zorlayan en önemli faktörün, umut içinde adaylığımı ilan etmemi bekleyen vatandaşlarımızın olduğunu ifade etmek isterim. Yıllarca bana verdikleri desteği bu makamda da devam ettirmek isteyenlerin yanında, aday olmam halinde bana ilk kez oy vereceğini söyleyen insanlarımızın yaşayacakları hayal kırıklığının farkında olarak,bu kararımı anlayışla karşılamalarını ümit etmekteyim.

1990 yılında milletvekili olarak girdiğim siyasi serüvenimde bir çok görev üstlenmiş, Kıbrıs Türk halkının çıkarına olan her eylemin içerisinde olmuş, zaman zaman düşüncelerimi azınlıkta kalmama rağmen söylemekten çekinmemiş birisiyim. 

Hangi partiden olursa olsun tüm vatandaşlarımıza devlet görevinde bulunduğum dönemlerde eşit davranmış, hiçbir ayrımcılığa ödün vermemeye çalışmış birisiyim. Siyasetin merkezine KKTC vatandaşlığı kavramını koyarak, halkın birliğini savunmuş birisiyim.

Bu ülkenin siyasi literatüründen 'vatan haini' söylemini sonlandıran, çok sesliliğe geçilmesi, kapıların açılması gibi kararlılıkla takip ve ikna gerektiren kararları hayata geçirme cesaretini gösteren, birçok yeniliğe imza koymuş bir siyasetçiyim.

Demokrasimizin hasar görmemesi için yeri geldiği zaman milletvekilliğinden istifa etmiş, sine-i millete dönmeyi görev bilmiş birisiyim.

Bir yandan Kıbrıs sorununun çözülmesi için, diğer yandan da Kıbrıs Türk Halkı ve onun devleti olan KKTC’nin gelişmesi için çaba harcadım. Doğrularım da oldu, yanlışlarım da. Üstlendiğim görevi olması gerektiği şekilde yürütebilmek adına birçok etkinliğe yeterince katılamadım. Alışılagelmiş düğün, cenaze, festival siyasetçiliği tercihim olmadı. Her yerde ve her ortamda halkımızın menfaatlerini savunmaya çalıştım. Her şeye rağmen iyi niyetli yaklaşımımdan ve hoşgörüden taviz vermedim.

30 yıldır halkımızın desteği ve onayı ile sürdürdüğüm Milletvekilliği görevimin son döneminde, cumhurbaşkanlığına aday olmak elbette benim de gönlümden geçen idi.

Ancak geçtiğimiz günlerde yaptığım bir konuşmada “Ben bu devleti kuran adamın evinde doğdum. Doğdum doğalı devam eden Kıbrıs müzakerelerini başlatan, yürüten, bugüne kadar elde ettiğimiz tüm kazanımların altında imzası olan o dev liderin oğluyum. Benim Cumhurbaşkanı adaylığı konusunda karar verirken hassas davranmamı mazur görün lütfen” şeklinde bir ifade kullanmıştım.

Bu süre içinde gerek Cumhurbaşkanımızı, gerek adaylıklarını açıklayan diğer siyasilerimizi, gerekse aday olma fikrini tartıştıran kişileri izledim, izlemekteyim ve maalesef izlediklerimden de üzüntü duymaktayım.

Cumhurbaşkanlığı yarışı fikirlerin değil kişilerin tartışıldığı bir ortama çekilmektedir. Halbuki, bu yarış ne kişilerin ne de partilerin bir yarışı değildir, olmamalıdır.

KKTC Cumhurbaşkanlığı makamı Kıbrıs Türk halkının dünyaya açılan penceresidir ve Kıbrıs Türk halkının bir bütün olarak sesi olmalıdır.

Kıbrıs Türk halkı 2004 Referandumunda “Evet” demesine rağmen Kıbrıslı Rumların “Hayır” oyu nedeniyle dünya ile bütünleşmesini sağlayamamıştı. Annan Planı süreci ve sonucu Kıbrıs Türk halkının iradesini Kıbrıs Rum halkının iradesine bağımlı kılan bir sonuç ortaya çıkartmıştır.

Böylesi bir deneyimden sonra, Kıbrıs Türk halkının iradesini bir kez daha Kıbrıslı Rumların iradesine bağımlı kılacak türden bir müzakere sürecine başlamak, Kıbrıs Türk halkının geleceğini yıllarca sürecek belirsizliğe bir kez daha teslim etmek demektir. Kıbrıs Türk halkının beklentisinin bu olmadığına inanmaktayım.

Yıllardır belirsizlik içerisinde yaşamaya mahkum edilmiş halkımızın “Egemenliğine sahip çıkan, eşitliğinden taviz vermeyen, KKTC’yi vatan, Türkiye’yi anavatan gören bir düşünce etrafında bütünleşmekte olduğunu görüyorum.

Bu bütünleşme çerçevesinde, bu ülke demokrasisini daha da demokratik hale getirmek isteyen, sonuna kadar fırsat eşitliğinin savunuculuğunu yapacak olan, insan hakları ve özgürlüklerimizi daha da ileri taşıyacak olan düşüncenin Cumhurbaşkanlığı makamına layık olduğunu düşünüyorum.”

Bu nedenle, önümüzdeki süreçte KKTC Cumhurbaşkanlığına talip olan tüm adayların düşüncelerini, programlarını, vizyonları takip edeceğimi, Kıbrıs Türk halkının çok büyük bir bölümümün de paylaştığı yukarıda tanımladığım vizyonumu paylaşan adaylara her türlü desteği verebileceğimi açıklamak isterim.

Bu destek, siyasi vizyonumuzu paylaşmak dışında koşulsuz bir destektir. KKTC Cumhurbaşkanlığı makamı başka hiçbir ilişkinin sonucunda ortaya çıkabilecek desteklerle veya sözlerle kazanılacak bir makam değildir.

Halkımızın bu makama uygun gördüğü aday kim olursa olsun, önümüzdeki beş yıl için seçilen yeni Cumhurbaşkanını yakından izleyeceğimi, gerektiği yerde yapıcı bir şekilde eleştirerek, gerektiği yerde uyararak ve gerektiğinde de sokaklara çıkarak yakından takip edeceğimi kamu oyuna açıklamak isterim.

Esasen siyasette görev bitmez. Öncelikle, Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinin objektif bir şekilde ve fikirler bazında tartışılmasına katkıda bulunarak, seçimler sonrasında ise ortaya çıkacak yeni durumda Kıbrıs konusunu yakından takip ederek Kıbrıs Türk Halkının güvenli bir geleceğe ulaşması için çalışmaya devam edeceğim. 

2020 Nisan KKTC Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin, demokrasimizin daha ileri taşınmasına katkısı olacağını ümit ederek, seçimlerinin ülkemize ve halkımıza hayırlı olmasını temenni ederim. Yarışacak tüm adaylara başarılar dilerim.